Marketing Türkiye Dergisi Mayıs Sayısı Kapak Haberi için hazırlanmıştır.
TÜHİD-Türkiye Halkla İlişkiler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Fügen Toksü’nün açıklamalarıdır.
Acaba PR ajansları çalışanlarına korku dolu gözlerle bakıyor mu? “Ya müşterimi ayartırsa, ya müşterimi alıp kendi ajansını kurarsa” diyor mu?
Hiçbir PR ajansı çalışanına korku dolu gözle bakmaz. Bütün kuruluşlarda olduğu gibi her kurumun içinden girişimciler çıkabilir. Zaten bu gözle bakarsanız, hiçbir zaman eleman yetiştiremeyiz. Girişimcilik ve çalışanlarla birlikte olmak her zaman bir risktir. Çalışanlar ajanslardan ayrılabilir, ayrı şirket kurarak faaliyet gösterebilirler, ancak müşteriyi alarak birlikte ayrılmak ayrı bir tarz.
Müşteriler için de dikkat edilmesi gereken bir süreç. Ayrılan taraf, kalan tarafın durumunu gözetmeli ve hem bireysel değerler, hem de kurumsal ve mesleki değerler çerçevesinde hareket edilmeye özen gösterilmeli.
PR ajansları dev müşterilerini maaşlı çalışanlarına kaptırmamak için önlem alıyor mu?
Bu konuya müşteri açısından bakmak daha önem taşıyor. Dev bir müşterinin, PR ajansının dışında, çalışanı ile iletişim faaliyetlerini yürütmeye başlamasını dev müşteri için risk olarak görebiliriz. İletişim Ajansı, tek bir alanda hizmet vermez, çalışan da iletişim hizmetini götürebilecek yeterlilikte olmayabilir. Ajanslar, çalışanlarına elbette mesleki eğitim ve aidiyet sağlayacak olanaklar sunuyorlar, ancak, her çalışanın ayrılma riski her zaman bulunuyor.
PR ajansları, çalışanları ve müşteri arasında bir centilmenlik anlaşması söz konusu mu?
Böyle konuları sözleşmeye koymak zaten doğru olmaz, sözleşme bitiminde ayrılık gerçekleşiyor. Centilmenlik anlaşması, bir prensip kararı, iş ahlakı, mesleki ahlak çerçevesinde gerçekleşir, bunun da kayıt altına alınması mümkün mü?
Bu işin etik kodları nelerdir? Sektöre zarar verir mi?
Türkiye’de halkla ilişkiler mesleğinin mevcut etik ilkeleri var. Sektör örgütleri olarak TÜHİD ve İDA’nın ilkeleri zaten mevcut, bu ilkeleri biz dünyayı takip ederek sürekli yeniliyoruz. Bu ilkeler çerçevesinde, PR Ajanslarının, birbirinden bilgi dışında eleman almama, birbirinin müşterisini bilgi dışında almama gibi kuralları zaten var. Bu ve benzeri her türlü davranış, sektörümüze her zaman zarar verir. Bu zarar, bu mesleği yürüten ve PR ajansı, kamu ve özel sektör çalışanı olarak bütün kesimleri olumsuz etkiler.
TÜHİD’in meslek ilkelerinin bu konuyla ilgili maddelerini şöyle sıralayabiliriz:
– Meslekleri gereği edinebilecekleri sır niteliğindeki bilgilerin gizliliği prensibine saygı gösterirler,
– Çalışmaları esnasında Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu maddelerine uyum içinde davranırlar,
– Meslek ahlakı ilkelerine ters düşecek görevleri kabul etmezler,
– Mesleğin itibarını ve saygınlığını korumak ve yükseltmek için çalışırlar,
Bilgi için : http://www.tuhid.org/tr/icerik.php?kid=10
Bu durum markaların, kurumsal yapıya ve kurumsallığa olan inancının yıkıldığını mı gösteriyor? (Belki kimi markalar için ajansın kurumsallığına inanmak baştan beri yoktu?)
Böyle bir düşüncenin olmasını imkansız olarak görüyorum. Markalar da bir kurum ve kurumsallaşmayı önemserler. Ayrıca, ayrılan çalışan ile yol alırken, onun da şirketleşeceğini ve zaman içinde kurumsallaşmak zorunda kalma durumunu elbette tahmin ederler.
En önemlisi ise bu ayrılmalar-birleşmeler PR fiyatlandırmasında bir düşüşe neden olabilir mi? ( Belki de yeni kurulan ajans müşteriye, “Aynı çalışanlarla, aynı işi yapacağım üstelik daha az para alacağım” diyordur…)
Dev firmalar için verilen / talep edilen hizmetlerin kapsamına göre, hizmet verecek çalışan sayısına bağlı olarak hizmet bedeli belirlenir. Bu hizmet bedelinde ayrıca, kuruluşun iletişim konusundaki tecrübesi de önem taşıyor. İletişim bir hizmet sektörüdür, hizmet sektöründe tecrübe ve bilgi zenginliği önem taşır. Kuruluşlar, hizmet alacakları konuları ve bu hizmeti en iyi alabilecekleri kuruluşları eşleştirmeliler ki, iletişim hizmetlerine ayırdıkların bütçelerin itibara dönüşünü gerçekleştirebilsinler.
Siz yaşadığınız buna benzer olaylara nasıl tepki verdiniz?
Böyle bir konuda PR Ajansı, müşteri ve beraberinde gelir kaybeder. Ajansın, diğer çalışanlarına karşı ve kurumsal sorumlulukları da bulunuyor, sarsılabilir.
Ayrılan çalışan, tecrübesine göre hizmet vermeye başlar, ancak müşteri ile birlikte yürürse maddi sıkıntısı olmaz. Ancak, hizmet kalitesinde ve hizmet çeşitliğinde sıkıntısı olacaktır. İstikrarda sıkıntı yaşayabilir.
Müşteri de en az PR ajansı kadar yeni bir süreç geçirir. Müşteri her halükarda hizmet bedeli öder, aldığı hizmeti mukayese edebilir. Ancak süreci iyi yönetebilmek de yine müşterinin kurumsal sorumluluğundan biridir.
İş dünyası ve iletişim sektörü, çalışma dönemlerinden birkaç defa bir araya gelerek çalışabilirler, bütün işbirliklerinde olduğu gibi süreçleri iyi yönetebilmek önem taşır.